GizemceKeşiflerTravel & Food

Ürdün Gezi Rehberi

Ürdün’ü hakkıyla gezmek isteyenler, dopdolu bir yazıya giriş yapmış bulunuyorsunuz. Hazırsanız her köşesinde ayrı bir tarihi noktaya denk geleceğiniz, kültür çeşitliliğini ve sentezini net bir şekilde gözlemleyebileceğiniz, çöl hayatı, geçmişe ışınlayan antik kentleri, kanyonu, tuz gölü, benzer yemek kültürü ile size ömrünüz boyunca unutamayacağınız anılar yaşatacak bir ülkeye ışınlanıyoruz.

Ürdün ile ilgili kafanızda henüz bir plan şekillenmediyse, ülke hakkında genel bilgi edinmek istiyorsanız, araç kullanma deneyimi, toplu taşıma, konaklama vs konularında bilgi merak ediyorsanız okuduğum ve deneyimlediğim her şeyi bir araya topladığım Ürdün Genel Bilgiler yazıma bekliyorum.

Bol görselle paylaştığım Instagram hikayelerime de bakmayı unutmayın. Ürdün I ve Ürdün II serilerisi olarak profilimde öne çıkardığım hikaye serilerinin içinde, üzerlerine tıklayarak hızlıca da ulaşabilirsiniz.

Öncelikle ülke genelinde işinize yarayacak Jordan Pass ile başlayalım. Ürdün’ün pahalı bir ülke olduğu gerçeğini düşünürsek bu kart elbette ki işiniz yarayacak. Ancak yine de kartın içeriğinden bahsetmem lazım çünkü kapsadığı yerler planınızda yoksa maddi olarak mantıklı olmayacaktır. Jordan Pass’in mantığı bizdeki Müzekart’ın mantığı ile aynı. Kapsamında olan 40’dan fazla yere bu kart ile ek bir ücret ödemeden direkt giriş yapabiliyorsunuz.
3 farklı çeşidi bulunuyor, isimleri; Jordan Wanderer, Jordan Explorer,
Jordan Expert.

Hepsinde;
40’dan fazla turistik nokta,
Telefonunuza indirebileceğiniz dijital broşür ve
Ürdün’e varmadan önce Jordan Pass satın alırsanız ve en az üç gece (4 gün) kalırsanız turist giriş vizesi ücretleri ödememe avantajı (Türkiye vatandaşları için böyle bir durum söz konusu olmadığı için avantaj değil) var.

Aralarındaki tek fark Petra’yı kapsadığı gün sayısı. Jordan Wanderer 1 günlük Petra girişini, Jordan Explorer 2 günlük Petra girişini, Jordan Expert ise 3 gün Petra girişini kapsıyor. Tabi ücretler de buna göre değişiyor sırasıyla 70 JOD,
75 JOD, 80 JOD.
Bahsi geçen 40’dan fazla turistik noktaya buradan ulaşabilirsiniz. Aynı siteden kartı online satın da alabilirsiniz. Ödeme sonrasında mailinize pdf formatında kartınız ulaşacak. Satın alma tarihinden itibaren 12 ay içinde kullanım için geçerli. Aynı zamanda 12 yaşından küçük çocuklar ebeveynleri eşliğinde turistik yerlere ücretsiz girebiliyor. Kapsama dahil olan 40 turistik noktaya yalnızca tek seferlik giriş hakkı veriyor. 

Eğer içeriğindeki noktaları görecekseniz kesinlikle mantıklı bir kart. Biz Jordan Pass kapsamında olan sadece Wadi Rum ve Petra’ya gittiğimiz için maddi açıdan bizim gezi planına göre mantıklı olmadı.

Ürdün’de yapılacak farklı aktiviteler arayanlara ya da rehberli bir şekilde gezmek isteyenlere birbirinden farklı seçenekleri içeren, benim de güvenerek kullandığım Get Your Guide’ı önerebilirim. Aşağıdaki etkinliklerin detaylarına ve daha fazlasına tıklayarak hızlıca ulaşabilirsiniz.

Sıra geldi gezilecek yerlerin detaylarına. Ürdün tarihi zenginlik açısından tam bir cennet. Küçük bir ülke olmasına rağmen görülecek çok fazla yeri var. Bu yazıda en çok tercih edilen noktaları ve etkinliklerinden bahsedeceğim. Diğer gezilecek noktalara yukarıda Jordan Pass için bıraktığım link üzerinden erişip kişisel zevklerinize göre gezi planınızı hazırlayabilirsiniz. Bahsettiğim tüm gezi noktalarının konumlarına da aşağıdaki haritan ulaşabilirsiniz.

Wadi Rum ve Petra Antik Kenti ile ilgili anlatacak çok fazla detay olduğu için ayrı yazılarda paylaştım. (Aşağıda linkleri yer alıyor.) Bu yazıda daha çok bunlar haricinde Ürdün’de neler görebilirseniz, nasıl deneyimler yaşayabilirsinizin üzerinde duracağım.

1.Wadi Rum (Ay Vadisi)

Çölde safarinin detayları, alternatif turlar, görülecek yerler, dikkat edilmesi gereken noktalar, konaklama alternatifleri, kıyafet seçimi, yanınıza almanız gerekenler, … derken uzun bir yazı çıktı ortaya. Yazının sonunda Wadi Rum ile ilgili tüm bilgileri almış bir şekilde bu sayfadan çıkacağının garantisini veriyorum. Devamına buradan ulaşabilirsiniz.

2.Petra Antik Kenti

Tarihte yolculuğa hazır mısınız? O zamanın şartlarıyla değerlendirdiğinizde Nebatiler’in burayı nasıl yaptığını sorgulaya sorgulaya gezeceğiniz devasa bir antik kent ile karşı karşıyasınız. Hala çözülmeyi bekleyen sırlarıyla sizi içine çekecek yorucu bir gezi gününe hazırlıklı olmanızda fayda var. Kayaların kızıllığından dolayı zaman içinde Gül Şehri, Kızıl ŞehirRaqeem ve Petra gibi isimlerle anılan şehirde keyifli ama bir o kadar da yorucu bir güne hazırlıklı olun. Devamına buradan ulaşabilirsiniz.

3.Lut Gölü (Dead Sea)

Daha önce hiç deniz seviyesinden aşağıda bulunmuş muydunuz? Lut Gölü yani Dead Sea, deniz seviyesinden tam 420 metre aşağıda ve dünyanın en alçak seviyede gölü olarak biliniyor. Aynı zamanda meşhur tuzu ile
dünyanın en tuzlu 3. gölü.

Ürdün’e olduğu gibi İsrail’e de kıyısı olan gölde tuz oranının yüksek olmasından dolayı yüzme bilmeyenler bile suyun üzerinde rahatça durabiliyor. Tek kötü yanı, her yerden göle girişin mümkün olmaması.

Bol tuzlu suda yüzmek isteyenler için iki alternatif mevcut. Birincisi ücretli bir şekilde otellerin plajlarını kullanarak girmek.

İkinci de buradaki konuma gidip ücretsiz bir şekilde tuz kaplı plajadan göle girebilmek. Burada herhangi bir işletme yok ancak konumdan da anlayacağınız gibi vardığınızda bir kafe göreceksiniz. Kafeden aşağı doğru kırmızı işaretleri takip ettiğinizde plaja ulaşacaksınız. Yolu toprak ama kolaydı. Plaja indiğinizde sağa doğru yürüyüp hemen yanındaki kısımdan girmenizi tavsiye ederim. Burası diğer plaja göre daha çok tuzla kaplıydı.
Konumdaki kafenin sahibi tarafından plaja iniş için herhangi bir ücret talep etmiyor, bu konuda içiniz rahat olsun. Kafeye ait bir de duş bulunuyor. 2 JOD karşılığında tuzlarından arınabilirsiniz. Ya da bir diğer alternatif olarak büyük bir şişe temiz suyu yanınızda taşıyabilirsiniz. Hatta göle girdiğiniz deniz kıyafetinizi de sudan geçirmenizi tavsiye ederim. Tuzun yoğunluğunu düşününce yola devam etmeden her şeyi arındırmak en mantıklısı olacaktır.

Göle ücret ulaşabilecek tek nokta burası değil tabi ki. Sizin gibi bir çok aracın göl kıyısı boyunca giriş noktası aradığını yolda giderken farkedeceksiniz. Onları takip ederek yeni yerler de keşfedebilirsiniz.

Gölün kenarında yer alan çamur da oldukça ünlü. Bir çok yerde, özellikle hediyelikçilerde bu çamurun satıldığını göreceksiniz. Tabi oradakiler orijinal midir bilinmez ama buraya kadar gelmişken kaynağından orijinal olduğunu bilerek yüzünüze sürebilirsiniz.

4.Ma’in Hot Springs

Lut Gölü’ne girdikten sonra 20 dakika uzaklıktaki kaplıcada tuzlarınızdan arınmayı da değerlendirebilirsiniz. Hammamat Ma’in olarak isimlendirilen yaklaşık 63 doğal kaynak ve birkaç şelaleden oluşan bir bölge burası. Tuzlardan arınmak bir yana kaplıcalardaki termal suların sağlığa iyi geldiğini de unutmamak lazım.
Kaplıcaya giriş için Lut Gölü’nde olduğu gibi iki seçenek bulunuyor. Birincisi ücretli olan Main Resort’ten giriş. Otelin kaplıcalardan gelen suyla doldurulan özel havuzu mevcut. Otelde konakladığınız zaman havuz için ekstra bir ücret talep edilmiyor. (Planınıza uyuyor ise burada yorgunluğunuzu atmak güzel olabilir.) Burada konaklamadan da sadece havuza giriş de yapabilirsiniz. Bunun ücreti de 15 JOD. Otelin konumuna buradan ulaşabilirsiniz.

Bir diğer alternatif de ücretsiz olarak kaplıcanın halka açık kısmından giriş yapmak. Burada herhangi bir işletme bulunmuyor, tabi üzerinizi değiştirmek için kabin vs de yer almıyor. Tam konumunu buraya bırakıyorum.

5.Wadi Mujib

Kanyoning sevenler için mücevher değerinde bir yer burası. Yarım gün kadar ayırmanız gerekiyor ancak macera sevenlerin bu yarım günün sonunda memnun ayrılacağından emin olduğum yerlerden. Biz ilk yaptığımız plana burayı dahil etmiştik ancak ancak hava durumu yağmurlu olduğu için sonradan planımızdan çıkarmak durumunda kaldık. Deneyimleyememiş olsam da araştırdığım bilgileri hemen sizinle de paylaşıyorum.

Kanyon, Mujib Nehri üzerinde yer alıyor ve 70 kilometre boyunca devam ediyor. UNESCO tarafından 2011 yılında Biyosfer Rezervi ilan edilmiş ve koruma altına alınmış. 

Fotoğraf Kaynak: wikimedia.org

Kanyonun zorlu parkurlar içerdiğini özellikle belirtmem lazım. Bu nedenler başlamadan değerli eşyalarınızı emanet etmeniz gerekiyor. Parkurları genelde sulu, hatta bazı noktalarda nehrin suyu belinize kadar çıkacağını bilmelisiniz. Bu nedenli girişte can yeleği veriyorlar. Tabi bu noktada kıyafet de önem kazanıyor. Alt kısma şort, tayt ya da yarım tayt gibi kıyafetler tercih edin derim. Ayakkabınızın altının kayaması ve rahat olması önemli. Kanyonlar için özel ayakkabılar oluyor, spor mağazalarında bulabilirsiniz ya da kendi ayakkabılarınızdan birini ıslanması için feda edebilirsiniz. Telefonunuz ya da kameranız için su geçirmez kılıflar kullanmayı unutmayın. Kamera ya da telefon gibi aksesuarlarınızı askılı şekilde kullanın ya da yanınıza gerektiğinde bunları koymak için bir çanta alın. Çünkü bazı yerlerde nehrin akıntısından dolayı iplere tutunarak ilerlemeniz gerekebilir. Güneşli bir gün ise şapka ve güneş kremini de atlamayın derim.

Tabi kolay bir yol olmadığı için size bir rehber eşlik ediyor. Tek başınıza yürümenize izin verilmiyor. Kanyonda yer alan Siq Trail (En çok tercih edilen rota), Canyon Trail, Malaqi Trail ve Ibex Trail isimli 4 farklı yürüyüş rotası var. Yolculuğa başlamadan bunlardan birini seçiyorsunuz.

Lut Gölü’ne çok yakın olduğu için aynı günün planına alabilirsiniz ancak kanyona girişin 09:00-15:00 saatlerinde olduğunu atlamayın. Sabah saatlerinde daha az kalabalık olduğunu okumuştum ancak rehberli turla yani belirli bir kişi sayısı ile yola çıkıldığı düşünüldüğünde bu kısım çok önemli olmayacaktır bence.

Yolum bir daha Ürdün’e düşerse mutlaka planıma alacağım yerlerden.

6.Hicaz Demir Yolları

Ürdün topraklarında Türk bayrağının dalgalandığı yeri daha önce okumuş muydunuz?


Wadi Rum’a giderken yolunuzun üzerinde kalacak bu nokta, zamanında Osmanlı tarafından yapılan Şam ve Medine arasında 1322 km uzunluğundaki demiryolu hattı. (Daha sonra eklemelerle 1.900 km uzunluğa kadar çıkarılmış.) Demiryolunun teknik işlerinin başında Alman mühendis Meissner bulunuyormuş.

Siyasi, ekonomik, askeri, dinî birçok sebepten dolayı Osmanlı döneminin önemli yatırımlarından biri olan demir yolu Sevr Anlaşması’na kadar Osmanlı himayesinde kalmış. Arap İsyanı’nda önemli rol oynayan Arabistanlı Lawrence bu demir yolunu sık sık sabote ederek Osmanlı’nın güneydeki toprakları ile bağını koparmak için baya uğraş vermiş.

Yakın zamanda Türkiye tarafından yeniden restore edilerek bayrağımız burada dalgalandırılmış.

Yolun hemen kenarında bir kaç vagonluk bir yer olduğu için çok vaktinizi almayacaktır. 15-20 dakikanızı buraya ayırın derim.

7.Madaba

Hava durumundan dolayı Wadi Mujib planımız değişince biz de rotaya Madaba’yı ekledik. Akşam dönüş uçuşumuz olduğu için araba ile Akaba’ya geçerken yol üzerinde bir yer seçmemiz gerekiyordu. Amman’a 30 km uzaklıkta ve Ürdün’ün 5. büyük yerleşim yeri. Ülkedeki Hristiyanların çoğu burada yaşıyor, sokakları gezdiğinizde gözlemleme şansınız olacaktır.

Yağmur bastırdığı ve hava sıcaklığı birden 10 dereceye düştüğü için burayı hakkıyla gezebildiğimiz söylenemez. Merkezde kısa bir tur atıp meşhur mozaik haritalı St. George Church‘ü ziyaret edebildik. Bu harita Orta Doğu’nun bir bölümünü, Kutsal Toprakların ve özellikle Kudüs’ün hayatta kalan en eski orijinal kartografik tasvirini içeriyor. Tarihinin 6. yüzyıla dayandığı biliniyor. Şu an mozaiklerin çoğu kaybolmuş olsa da ilk yapıldığında 21×7 m ölçülerinde ve 2 milyondan fazla parça içeriyormuş.

Aynı zamanda kilise içinde Meryem Ana’nın soyunu gösteren nadir mozaik tablolardan biri de burada yer alıyor. Kiliseyi gezerken görevli bir turiste anlatırken duydum, yoksa önünden öylece geçip gidecektim.

Mısır’dan Filistin’e kadar Orta Doğu’nun tüm önemli İncil bölgelerini tasvir eden böyle kıymetli bir eseri görmek için rotanıza yarım saat kadar eklemeniz yeterli. Bizim gibi aracınızı en yakın ara sokağa park edip burayı ziyaret edip merkezde biraz turlayabilirsiniz.

Kiliseye giriş ücreti 1 JOD. Pazartesi, Salı, Çarşamba ve Perşembe günleri 09:00-17:30, Cumartesi 09:30-18:00 saatlerinde ziyarete açık. Cuma ve Pazar günleri kapalı.

8.Karak Kalesi

Ürdün’ün en iyi korunmuş Haçlı kalelerinden biri. 1140 yılında inşasına başlanmış. Konum itibariyle stratejik bir noktada olan kale Müslümanlar’a karşı savunma ve korunma için yapılmış, daha sonra tarih boyunca Eyyübiler, Memlükler, Osmanlılar gibi birçok devletin egemenliği altına girmiş.


Madaba ile Petra arasında kalan Karak Kalesi yedi katlı geçitlere, zindanlara, mutfaklara ve bir şapele sahip. Ayrıca kale hakkında eserler ve tarihi bilgiler içeren bir müze de bulunuyor.

2005 yapımı Cennetin Krallığı filmindeki bazı sahnelerin çekildiği Karak Kalesi’nin giriş ücreti 3 JOD, Jordan Pass geçerli.

9.Amman

Ülkenin başkenti olan Amman’da ve çevresinde elbette ki görülecek çok fazla yer var. Biz son günümüzün büyük bir kısmını burada geçirmeyi planlamıştık ancak uzun bir süre yakamızı bırakmayan sis yüzünden arabayı çok yavaş kullanmak zorunda kaldık. Dolayısıyla Amman’a beklediğimizden daha geç varabildik. Buradaki gezilecek noktaları bir sonraki Ürdün gezimizi Amman’dan başlatarak görmeyi planlıyoruz.


Bizden daha çok vakti olanlar için Amman merkezde ve çevresinde görülecek yerlerin detaylarına hemen başlıyorum.

9.1.Amman Kalesi

Amman’ın neredeyse tamamı toprak rengi olan görselini yukarıdan görmek için müthiş bir yer. Kalenin girişi kapandığı için içine giremedik (gün batımı saatinde gitmiştik) ama yakınındaki restoranın terasından şehri görme şansımız oldu. Kaleden geriye çok bir şey kalmasa da sokaklarında dolaşırken hissettiğiniz kaosu uzaktan izlemesi daha keyifli geldi.

Fotoğraf Kaynak: wikimedia.org

Kaleye giriş ücreti kişi başı 3 JOD. Jordan Pass’i olanlar için ücretsiz. Her gün saat 08:00-19:00 saatlerinde ziyarete açık.

9.2.Amman Roman Tiyatrosu ve Roman Nymphaeum

Romalılar’ın burada yaşarken bıraktığı en önemli eserlerinden biri de 6.000 kişilik bu tiyatro. Tarihinin 2. yüzyıla dayandığı tahmin ediliyor. Tiyatro seyirciyi güneşten korumak için kuzeye inşa edilmesi gibi insancıl bir düşünceleri varken oturma yerlerini sosyal rütbelere göre yapmayı atlamamışlar.

Fotoğraf Kaynak: wikimedia.org

Amman Kalesi’ne 20 dakika yürüme mesafesinde tiyatronun girişi kişi başı 3 JOD. Jordan Pass’i olanlar için ücretsiz. Pazartesi-Perşembe gün saat 08:00-20:00, Cuma-Cumartesi 08:00-22:00 saatlerinde ziyarete açık.

Roman Nymphaeum de tiyatronun hemen yakınında yer alıyor. Tarihinin M.S. 2. yüzyılın sonuna dayandığı tahmin ediliyor. Normalde Roma döneminde çeşmeler, mitolojik periler için kutsal olduğuna inanılan ve akan suyu olan mağaraların üzerine inşa edilirmiş. Burası halkın toplanma alanıymış ve bir şehrin zenginliğinin işareti olarak görülüyormuş.

9.3.Darat Al Funun

Darat Al Funun bir sanat merkezi. Buranın hikayesi, Ürdün ve Arap dünyasının sanat ve sanatçılarını desteklemek için başlatılan bir girişim ile 1988 yılına kadar uzanıyor. Bahçesinde restore edilmiş bir arkeolojik alan bulunan ve sergi odalarıyla ilginizi çekebilecek Amman’daki farklı gezi noktalarından biri.

Cumartesi-Perşembe 10:00-19:00 saatlerinde ziyarete açık. Ramazan ayı boyunca saat 15:00’te kapanıyor. Ağustos ayında ve resmi tatillerde kapalı.

Sitesinden sergi takvimine ve diğer detaylara ulaşabilirsiniz, linkini buraya bıraktım.

9.4.Kral I. Abdullah Cami

Ülkenin büyük bir bölümü Müslüman olduğu için camileri atlamak haksızlık olur. Mozaiklerle kaplı kubbesi ile oldukça dikkat çeken bir yapısı olan Kral I. Abdullah Cami, 1989 yılında inşa edilmiş. 3.000 kişilik kapasitesinden ne kadar büyük olduğunu tahmin edebilirsiniz.

Fotoğraf Kaynak: wikimedia.org

Kadınlar için girişte ücretsiz ferace veriyor ancak olabildiğince uygun kıyafetlerle gitmenizde fayda var.

9.5.Altın Pazarı

Amman merkezde bulunan altın pazarı bizdeki kuyumcular çarşılarına benziyor. Zaten kültür olarak o kadar benziyoruz ki çoğu zaman yabancı bir ülkede gibi hissetmiyorsunuz kendinizi. Bir de Türkiye’den geldiğiniz duyduklarında inanılmaz mutlu oluyorlar.

Neyse konuyu dağıtmadan buradaki güzel bir gelenekten de bahsedelim, belki işinize yarar. Eğer girdiğiniz dükkanın o gün ilk müşterisiyseniz indirim kazanıyorsunuz. İndirim oranı artık sizin pazarlık yeteneğinize kalmış.

9.6.Ürdün Müzesi

Adından da analaşılacağı üzere Ürdün hakkında detaylı bilgileri bulabileceğiniz bir müze burası. Ürdün’ün en büyük müzesi ve ülkenin en önemli arkeolojik buluntularına ev sahipliği yapıyor.

Giriş ücreti kişi başı 5 JOD ancak Jordan Pass burada geçerli değil. Pazartesi, Çarşamba ve Perşembe günleri 09:00-18:00 saatlerinde, Cuma günü 15:00-19:00 saatlerinde ziyaret edebilirsiniz. Salı günleri kapalı.

9.7.Jerash Antik Kenti

Amman’da göremediğim için üzüldüğüm yerlerden biri Jerash Antik Kenti‘ydi. Çok büyük olmasa da Helenistik dönemde kurulup bugüne kadar gelmeyi başardığı için merak ediyordum. Bir sonraki Amman gezimde kesin listemde üst sırada yer alacak.

Amman’a 1 saat araba mesafesinde bulunan antik kent Roma döneminde Gerasa olarak adlandırılıyor. Şehirden kalan yapılar iyi korunduğu için Roma şehir yapısını gösteren en güzel örneklerden biri burası.

Fotoğraf Kaynak: wikimedia.org

Giriş ücreti kişi başı 10 JOD ve Jordan Pass burada geçerli değil.
Her gün 08:00-17:30 saatlerinde ziyarete açık.

9.8.The Baptismal Site of Jesus Christ

Unesco Dünya Mirası listesinde yer alan The Baptismal Site of Jesus Christ, Ürdün sınırları içinde Hıristiyanlar için oldukça önemli bir yer. İsa’nın Vaftizi’nin ve Vaftizci Yahya’nın yeri olarak kabul ediliyor.

Alanda Jabal Mar-Elias (İlyas Tepesi)’nde bir manastırın kalıntıları ve Wadi Kharrar adlı bir akarsu bulunuyor. Jabal Mar-Elias, peygamber İlyas’ın cennete yükseldiği yer olarak biliniyor.

Giriş ücreti 12 JOD ve Jordan Pass burada geçerli değil. Her gün 08:30-17:00 saatlerinde ziyarete açık. Detaylı bilgiye ulaşabileceğiniz resmi siteyi buraya bırakıyorum.

9.9.Nebo Dağı

Ülkeyi güneyden kuzeye doğru gezdiğimiz için aslında Amman’a varmadan buranın yakınından geçtik. Ancak sistem dolayı yukarı doğru çıkmaya cesaret edemedik açıkçası. Hava şartlarından dolayı hedefimiz bir an önce kendimizi şehir merkezine atmaktı.

Nebo Dağı, “Vaat Edilmiş Toprakların” yani Kudüs’ün bir kısmının hava açık olduğu zaman görülebildiği dağ. Papanın ziyaret etmesinden sonra popüler olsa da Musa’nın burada öldüğü ve yine bu dağa gömüldüğü kutsal kitaplarda yer alıyormuş. Aynı zamanda Hz. Musa’nın Mısır’dan kaçarken İsrailoğulları’na vaat edilmiş toprakları gösterdiği ilk yer olarak da biliniyor.

Fotoğraf Kaynak: wikimedia.org

Manzara noktasında, Musa tarafından yaratıldığı düşünülen bronz yılan ile İsa’nın hacının sembolik bir birleşimi olan Yılanlı Haç Heykeli yer alıyor. Alanda bir de bölge hakkında bilgiler barındıran ve birbirinden güzel mozaik eserler bulunan müzeyi de ziyaret edebilirsiniz.

Nebo Dağı’nın giriş ücreti kişi başı 3 JOD. Jordan Pass burada geçerli değil. Her gün 07:00 ile 16:30 saatlerinde ziyarete açık.

9.10.Ajloun Kalesi

Ajlun Kalesi, 1188 tarihinde Selahaddin Eyyübi zamanında Haçlı Seferleri’ne karşı koymak için inşa edilmiş. Kalenin içinde bulunan Ajlun Arkeoloji Müzesi, bölgeden çıkarılan eserlerin yanı sıra seramik eserlerin de incelenebileceği önemli ziyaret noktalarından biri.

Giriş ücreti kişi başı 3 JOD. Jordan Pass burada geçerli.

Amman’la ilgili son olarak denediğimiz yemekler kaldı paylaşmadığım. Et severseniz çok lezzetli bir et restoranı önerim var. Merkezden bir tık dışarıda ancak arabanız olacaksa kolayca ulaşabilirsiniz. İsmi, Tawaheen Alhawa Restoran, konumunu da buraya bırakıyorum. Ürdünlüler’in mansaf isimli et yemeğini mutlaka denemelisiniz. Safranlı ve bademli pilav üzerine eklenen uzun süre pişirilmiş kuzu eti baya başarılıydı. Normalde kuzu etini koktuğu için yiyemeyenlerdenim ama bu gerçekten lokum kıvamında ve hiç kokmayan bir etti. Mansaf, yoğurttan yapılan bir sosla birlikte servis ediliyor, soslu yiyip yememek isteğe bağlı. İki kişiye yetecek boyutta bir ana yemekti. Çay burada ücretliydi, bizden biraz tepki alınca tatlı ikram ettiler. Garsonları çok konuşkan ve neredeyse tüm Ürdünlüler gibi Türkiye’den gelenleri çok seviyorlar. Mansaf, büyük su ve 2 çaya toplam 23 JOD ödedik.

Amman’da bir de ayaküstü atıştırmalık olarak falafel ve künefe denedik. Falafel ortalamaydı ancak künefeyi beğenemedim. Yine de bu işler kişiler kişiye göre değişeceği için yazmadan geçemiyorum. Belki aranızda beğenen olabilir. Falafel denediğimiz yerin adı Hashem Restoran, konumunu buraya bırakıyorum. Künefe denediğimiz yerin adı da Habibah Sweets, konumunu buraya bırakıyorum.

10.Akabe

Akabe, Ürdün’ün Kızıldeniz’e kıyısı olan büyük şehirlerinden biri. Burada bir gece konakladık ancak akşam geç saatte Mısır üzerinden feribot ile buraya ulaştığımız için gezmek için çok fazla vaktimiz olmadı. Mısır’dan Ürdün’e feribot ile nasıl geçtiğimizi Ürdün Genel Bilgiler yazımda detaylı anlatmıştım.

Kızıldeniz söz konusuysa dalış gibi sualtı aktiviteleri de olmazsa olmaz. Eğer bizim gibi Şarm el Şeyh gibi bir yerde daha önce dalış yapmadıysanız burada dalış seçeneğini düşünebilirsiniz. Genç denizlerden olan Kızıldeniz’in dillere destan su altı güzelliği sadece Ürdün seyahati planlayanların görmesi gereken noktalardan. Şarm el Şeyh seyahati planlıyorsanız Kızıldeniz’de dalış hakkınızı orada kullanın derim. Akabe’de güvenilir dalış deneyimi için Get Your Guide’ın aktivitelerinden birini seçebilirsiniz. Aktivitelerin hepsini linki buraya bırakıyorum.

Fotoğraf Kızıldeniz’de yer alan Ras Mohammed Milli Parkı’nda çekildi.

Akaba’de geçirdiğimiz kısa sürede görebildiğimiz tek yer Akabe Kalesi oldu. Akşam saatlerinde gittiğimiz için gece ışıklandırması ile görebildik. Tarihinin Memlük Dönemi’ne dayandığı bilinen kaleye giriş ücretsiz.

Akaba’de nerede yemek yeriz? Şehir merkezinde yemek için oldukça fazla alternatif söz konusu. Biz turistik restoranlarından biri olan Al Shami Restoran’ı denedik. Karışık ızgara tabağı, et şiş, humus ve babagannuş, 2 Sprite toplam 12,50 JOD tuttu. Denediğimiz her şey gayet lezzetliydi, naneli çay da ikramları.

Ürdün gezilecek yerlerin böylece sonuna geldik. Hayatım boyunca hatırlayacağım deneyimlerin başında gelecek Ürdün.

Yeni keşifler için takipte kalın.

Yorum Yapabilirsiniz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

2 Yorum