GizemceKeşiflerTravel & Food
Sualtı

3 Günde En Güzel Datça Koyları

Son iki senedir yazın en az 10 gününü Datça’da geçiriyoruz. Çünkü buraya bir defa gelince bir daha kopmak istemiyorsunuz. Ne denizine, ne havasına, ne de insanına alışmamanız mümkün değil. Sürekli bir şeyleri bahane ederek rotanızı buraya çevirirken buluyorsunuz kendinizi.

Datça’nın en sevdiğim yanlarından biri her köşesinin farklı bir kişiliğinin olması. Bu yazıda size 3 günde Datça’nın en gözde koylarını hangi rota ile dolaşabileceğiniz ve o koylarda neler bulabileceğinizden bahsedeceğim. “Datça’ya nasıl gidilir ve nerede kalınır?” derseniz buraya tıklayarak Datça Rehberi yazıma ulaşabilirsiniz.

Eğer aşağıdaki rotayı takip ederseniz 3 günde Datça’nın merkezi de dahil tüm koylarını dolaşabilirsiniz. Koyların detaylı görselleri için Instagram profilimde öne çıkardığım Datça hikaye serisini izleyebilirsiniz. Seriye kolay ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz.

Koylara başlamadan önce sıcak su sevenlerin Datça’ya Ağustos ortalarından önce uğramamalarını tavsiye ediyorum. Denizin dibi genel olarak taşlık, eğer yürümekte zorlananlardansanız deniz ayakkabısı ile gelmenizde fayda var.

1. Gün

1.1. Hayıtbükü

Datça merkezden 30 dakikalık araba yolculuğu ile ulaşabileceğiniz bu koyda genel olarak işletmeler ağırlıklı.

Bir tane ücretli özel otopark var, biz sakin bir zamanda gittiğimiz için bulduğumuz ilk boş yere aracımızı park ettik.

Şemsiye ve sandalyenizi atarak oturabileceğiniz küçük bir alan var ancak kalabalık günlerde hemen dolacak küçüklükte. Bu nedenle bu koyu günün ilk koyu olarak planınıza almanızda fayda var. Kabin var ancak duş ve tuvalet bulunmuyor işletmesiz gelenler için.

Datça’nın her yerinde olduğu gibi burada da sahildeki işletmelerin hemen arkasında restoran kısımları var. Restorandan belirli bir tutarda yiyecek ve içecek almanız durumunda şezlong ve şemsiyeyi ücretsiz kullanabiliyorsunuz. Buradaki bu tutar iki kişi için 130 TL. Eğer yiyecek ve içeceksiz oturmak isterseniz de iki kişi 50 TL.

Sahilin kum olması, birden derinleşmemesi ve etrafı çevrili bir koy olduğu için dalga olmaması açısından çocuklu ailelerin rahatça gelebileceği bir koy.

Fotoğraf meraklılarına bir de tüyom var burası ile ilgili. Sahile yüzünüz dönükken koyun sol kenarında göreceğiniz kayalıklar fotoğraf çekilmek için ideal.


1.2. Ovabükü

Hayıtbükü’ne 5 dakika uzaklıkta olan Ovabükü 600 metre uzunluğunda bir plaja sahip. Böyle uzun plajlara kalabalık bir saatte gelseniz bile plajın büyüklüğünden dolayı kalabalığı hissetmiyorsunuz. Bu nedenle burayı saat 13:00’dan sonraya bıraktık. Plajı rahatsız etmeyen küçük taşlıklardan oluşuyor, denizi hızlı derinleşiyor.

Plaja genel olarak işletmeler hakim, şemsiye ve sandalyeleri ile gelenler de için işletmelerin aralarında boşluklar yer alıyor. İşletmelerin mantığı da yine diğerlerinde olduğu gibi kendilerinden belirli bir tutarda yiyecek veya içecek alırsanız şezlong ve şemsiyelerini kullanabiliyorsunuz.


1.3. Kurubük

Bu üçlü arasında en az beklentimin olduğu koydu ancak bize resmen ona haksızlık ettiğimizi kanıtladı. Öncelikle hiç işletme olmadığını ve az bilindiği için çok az kişinin ziyaret ettiğini belirtmek istiyorum. (Bizim için cazip yanları bunlardı.) Akşamüstü 15:00 gibi gittiğimiz bu koydan resmen ayrılmak istemedik. Sahilindeki irili ufaklı, renkli taşlarını izlemekten, suyun berraklığı sayesinde denizin dibindeki canlı çeşitliliğini keşfetmekten bir an hiç merkeze dönemeyeceğiz sandım.

Sadece tek bir dezavantajı vardı. Etrafı dağlarla çevrili ve güneş o dağların arkasından batıyor. Bu nedenle belirli bir saatten sonra koydaki güneş gidiyor ve hava serinlediği için koydan ayrılmak durumunda kalıyorsunuz.

Ovabükü’ne 7 dk uzaklıkta, yolda burası ile ilgili herhangi bir tabela olmadığı için haritadan takip ederek gelmeniz gerekiyor. Hedefe ulaştığınızda kısa patika bir yoldan geçerek sahile ulaşıyorsunuz. Patika biraz bozuktu, yerden yüksek araçların dikkat etmesinde fayda var.

2. Gün

2.1. Gerence (Akvaryum) Koyu

Gördüğüm en değişik koylardan biriydi diyebilirim. Öncelikle bu koy için yolda herhangi bir tabela göremeyeceksiniz. Harita üzerindeki konuma yaklaştığınız zaman koyun girişindeki park yerinde yer var ise aracınızı park edebilirsiniz. Yer yok ise bizim gibi yol kenarındaki en uygun boşluğa bırakmanız gerekiyor çünkü bu koy tam olarak yolun üzerinde. Araçtan indikten sonra koyu üstten göreceksiniz, hemen araçların sağından aşağı doğru patika şeklinde doğal merdivenler iniyor. Bu dik merdivenlerden indiğinizde koyun bir kısmına ulaşmış oluyorsunuz. Diğer kısmını da kayaların oluşumundan dolayı biraz ilerledikten sonra görüyorsunuz. Böylece koy doğal bir şekilde ikiye ayrılmış oluyor. Şanslıysanız ilk girişteki merdicenlerin yanındaki ağaçlık alanda ya da kayaların diplerindeki minik oyuklarda güneşten sakınmak için yer bulabilirsiniz. İşletme olmayan küçük bir koy olduğu için tedarikli gelmenizde fayda var.

Palamutbükü’ne 1 dakika, Datça merkeze de 40 dakika uzaklıkta olan bu koyu bulmak için Google Maps’e Akvaryum Plajı Palamutbükü yazmanız gerekiyor. Deniz irili ufaklı taşlardan oluşuyor. Denizin içinde yüzerken o irili ufaklı taşların büyük kayalara dönüştüğünü ve az kalsın çarpacakmış hissi yaşattığını söylemeden geçemeyeceğim. Gözlükle dalınmasında hem kayaları hem de deniz canlılarını görmek için faydalı olacaktır.

Küçük bir koy olduğu için buraya mutlaka öğleden önce gelmenizi öneririm. İşletme olmadığı için de yanınıza yiyecek ve içecek almalısınız.


2.2. Palamutbükü 

Datça’ya gelen herkes burayı es geçmemeli, kesinlikle rotanıza eklemelisiniz. Uzun mu uzun taşlık bir plaj düşünün. Pırıl pırıl, masmavi, hafif dalgalı, o kadar ideal, o kadar herkesin sevebileceği bir deniz ki… Şimdiye kadar bu denizi beğenmeyeni duymadım. Benim de bugüne kadar girdiğim denizlerin içinde en üst sıralarda diyebilirim. Ufak taşlıklı bir girişi var ancak rahatsız etmiyor. Denizaltı dünyasını sevenler için gözlükle gelinmesi gereken yerlerden.

Gerence (Akvaryum) Koyu’nun hemen yanında olduğu için buraya da merkezden ulaşım 40 dakika. Yolu virajlı olduğu için dikkatli gidilmesinde fayda var. 
Eskiden çok az işletme olan bu denizin etrafını şu anda özel şezlong ve şemsiyeler çevrelemiş durumda. Kendi şemsiyenizi alıp gelebileceğiniz boş bir alan var. Ancak en çok tercih edilen plaj olduğu ve işletmelerin aralarında oldukça dar bir yer bırakıldığı için kalabalık günlerde burada yer bulma sıkıntısı yaşanabilir (Biz Pazar günü öğlen saatinde gitmemize rağmen sorun yaşamadık).

Sahil 1,5 km uzunluğunda, plajın bir ucundan öbür ucuna 20 dakikada yürüyebilirsiniz. Sahilin hemen arkasındaki caddede plajdaki işletmelerin restoran kısımları ve marketler yer alıyor. Buraya hiç bir şey almadan gelseniz bile tüm ihtiyaçlarınızı karşılayacak bir yerler bulabiliyorsunuz.


2.3. Knidos

Knidos’un da denize kıyısı mevcut ancak buraya daha çok teknelerin geldiğini ve kimsenin sahil kısmından denize girdiğini görmedim. Palamutbükü’ne 25 dakika uzaklıkta olduğu için buraya kadar gelmişken görmeden dönmemenizi tavsiye ederim.

Knidos ile ilgili detaylı yazıma buradan ulaşabilirsiniz.

3. Gün

3.1. Kargı Koyu

Bu koyu o kadar çok seviyoruz ki her gittiğimizde en az 2 defa gidiyoruz. Merkeze yakın olması, suyunun dupduru olması ve kalabalığın diğer koylara göre nispeten daha az olması bizi ikinci kere gitmeye iten nedenlerin başında geliyor.

Datça merkezden bu koya arabanızla 10 dakikada ulaşabiliyorsunuz. Koyun hemen arkasında 10 TL’ye gün boyunca otoparkı kullanabilirsiniz. Bu yıl karavanların da buraya oldukça ilgi gösterdiğini gözlemledik. Karavanlar için de otopark ücreti 50 TL. (Otopark olduğu için elektrik, su vs. bulunmuyor.)

Yüzme bilmeyenler için maalesef pek uygun bir denizi yok. İlerisi kum olan bu denizin girişi iri taşlıklı. Yaralayacak kadar keskin taşlar yok ama deniz ayakkabınızla gelirseniz daha rahat girebilirsiniz. 

Etrafı dağlarla çevrili bu cennet koyun denizine bir de dağdan akan kaynak suyu karışıyor. (Aşağıdaki Instagram gönderimde görebilirsiniz.) Suyun karıştığı yerden denize girmek benim gibi sıcak deniz sevenler için baya zor olabilir, benden söylemesi. Soğuk suyun karışmadığı yerlerde sıcaklık Datça normalindeydi. Suyun altı ise görsel şölendi, gözlüğünüzü yanınıza almayı unutmayın.
Oldukça küçük olan bu koyda bir kaç tane işletme var. İsterseniz onları kullanabilir isterseniz de kendi sandalye ve şemsiyenizi de getirebilirsiniz.

3.2. Merkezdeki Denizler

Yazının en başında da bahsettiğim gibi merkezde 3 farklı plan bulunuyor ve üçü de birbirinden farklı. Kişisel tercihlerinize göre bir ya da bir kaç tanesini seçerek Kargı Koyu ile aynı günde gitmek için değerlendirebilirsiniz. Sadece merkezdeki plajlara özel bir yazı hazırladım sizler için. Buraya tıklayarak yazıya ulaşabilirsiniz.

Yorum Yapabilirsiniz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

3 Yorum