GizemceKeşiflerTravel & Food
Lizbon

Lizbon Gezi Rehberi

Merkezi İstanbul ve İzmir karışımı olan bu şehir bizi 6 saatlik bir otobüs yolculuğundan iner inmez içine çekti. Ne kadar yorgun olsak da şirin Avrupa’nın diğer ucuna gelmişken dinlenmeyi seçemezdik. Her iki şehirde de yaşamış biri olarak her yerde tanıdık bir şeyler bularak 3 günü tamamladık bu enerjisi tavan şehirde. İnsanları, yemek kültürü, eğlence anlayışı, eşsiz grafitilerle dolu sokaklarını, sarı tramvayını, mozaik kaldırımlarını gözlemlemeye doyamayacaksınız.

Aşağıdaki başlıklara tıklayarak detay yazılarına hızlıca ulaşabilirsiniz.
1.Genel Bilgiler
2.Lizbon’a Nasıl Gidilir?
3.Lizbon’da Nerede Kalınır?
4.Lizbon’da Gezilecek Yerler
4.1.Miradouro de São Pedro de Alcântara
4.2.Praca do Comercio (Ticaret Meydanı)
4.3.Rua Augusta

4.4.Santa Justa Asansörü
4.5.Bairro Alto
4.6.Lizbon Katedrali

4.7. 28 No’lu Tramvay
4.8.Largo do Carmo
4.9.Sintra Kasabası
4.10.Belem
4.11.LX Factory

1.Genel Bilgiler

Portekiz’in başkenti olan Lizbon’da tam bir Akdeniz iklimi hakim, bu nedenle yaz ayları biraz kavurucu olabiliyor. Biz ekim ayında gittiğimiz için sıcak anlamında herhangi bir sorun yaşamadık hatta ilk gün rüzgardan dolayı ceketle dolaşmak zorunda kaldık. Buraya gelmek için bahar aylarını tercih etmezseniz havadan etkilenmeden rahatça gezebileceğinize eminim.

Bizi uzun süre etkisi altında bırakan bu şehrin tek kötü yanı alışılmış dümdüz sokaklı Avrupa şehirlerinin aksine sokaklarının çoğunun dik yokuşlara sahip olmasıydı. Tabi oraya kadar gitmişken yokuş umurunuzda bile olmuyor, sokaklar o kadar canlı ki kendinizi bir yokuştan öbürüne geçmiş olarak buluyorsunuz. Aşağıda detaylı bahsedeceğim etrafındaki noktaları da görmek için bence bu şehri komple gezmek için 4-5 gün ayırılması ideal.

Lizbon ile ilgili anlatmak istediğim o kadar çok şey var ki, yazdıkça yazasım geliyor. Gelelim Lizbon’un İstanbul ve İzmir karışımı gezilecek yerlerine.

2.Lizbon’a Nasıl Gidilir?

Rotamız gereği biz Sevilla’dan Lizbon’a geçtik. Yolda vakit kaybetmemek için 6 saat süren otobüs yolculuğunu gece yaptık. Yollar o kadar kötüydü ki çok az uyuyabildim. Eğer siz de benzer bir rota çizerseniz aklınızda olsun, otobüs ile bu rotayı kullanmayın. Lizbon, Portekiz’in başkenti olduğu için Türkiye’den aktarmasız oldukça fazla havayolu şirketinin sık sık uçuşu söz konusu. Uçak yolculuğu İstanbul’dan aktarmasız 4 saat sürmektedir.

3.Lizbon’da Nerede Kalınır?

Genelde Avrupa’da konaklama için Airbnb tercih ederiz ancak bu sefer farklı bir deneyim olması için iki kişilik odası olan bir hostes tercih ettik. Kahvaltı dahil olan bu hostelde temizlik açısından memnun kalsak da odamız çok kullanılan bir merdivenin altında olduğu için ciddi bir gürültü sorunu yaşadık. Linkini buraya bırakıyorum, tercih sizin.

4.Lizbon’da Gezilecek Yerler

4.1.Miradouro de São Pedro de Alcântara

Şehri tepeden izleyebileceğiniz en güzel manzara noktalarından biri olduğunu çok net söyleyebilirim.
Tejo Nehri’ni birleştiren 25 Nisan Köprüsü’nü net biz şekilde gördüğümüz, Lizbon’u İstanbul’a en çok benzettiğim nokta burası oldu. Şehrin büyük bir kısmını tepeden görebileceğiniz bu noktaya tercih ettiğiniz bir içeceği alarak gelmenizi öneririm. Benim listemde bir numaraya yerleşen bu noktanın eşsiz bir mola yeri olacağından şüpheniz olmasın.

Lizbon
Miradouro de São Pedro de Alcântara

4.2.Praca do Comercio (Ticaret Meydanı)

Güzel sokak turlarından sonra Tejo Nehri kenarında yer alan ve bence şehrin en güzel meydanlarından biri olan Ticaret Meydanı’nı mola vermek için kullanılabilirsiniz. Nehre sırtınızı verdiğimizde gördüğümüz sarı şirin mimarinin 18. Yüzyıldan kalma olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Böylesi güzel meydanları gördükçe ülkemizde nasıl ciddi bir eksik olduğunu net bir şekilde gözlemliyorsunuz. Umarım en kısa zamanda telafi edilir.

4.3.Rua Augusta

Ticaret Meydanı’ndaki heybetli kapıdan girdiğinizde sizi karşılayan sıra sıra sokakların arasında kaybolmaya hazır olun. Yiyecek ve içecek seçeneklerinin bol olduğu, özellikle alışveriş tutkunlarının kendilerini zor tutacağı birbirinden farklı mağazalarla dolu bu alanda kendinize mutlaka bir serbest zaman bırakmalısınız.
Aynı zamanda Santa Justa Asansörü de buranın içinde.

4.4.Santa Justa Asansörü

Sırada Lizbon’u İzmir’e benzettiğim yapı var. İzmir’in meşhur asansörünün aynısı benzer bir mantık için Lizbon’a da yapılmış. Günümüzde farklı ulaşım araçları kullanıldığı için bu asansörü panoramik manzara keyfi için tercih edebilirsiniz. Praca do Comercio’nun ihtişamlı kapısından içeri girince birkaç dakikada ulaşabileceğiniz bir yapı olduğu için planınızı buna göre oluşturabilirsiniz. Önünde her zaman inanılmaz sıra olduğu için asansörü deneyimlemek isteyenlere günün erken saatlerini tercih etmesini öneririm.

4.5.Bairro Alto

Portekiz’in meşhur Fado mekanları ile ünlü, arnavut kaldırımlı ve inanılmaz enerjik sokaklara sahip şirin bir mahallesi. Buraya uğramadan dönmeye kıyabilir misiniz? Kaldığımız yere de yakın olduğu için biz akşamlarımızı genelde bu mekanlarda geçirdik. Fado’nun yanı sıra akustik performansların olduğu harika kokteyl barları da mevcut.

Fado’un ismi geçmişken ufak bir anlatmadan geçmek haksızlık olur.

Özellikle Lizbon’da çok yaygın olan bu kültürü biz de bu seyahatimiz sırasında deneyimleme şansı bulduk. Bir çeşit ağıt olan Fado’yu duyduğumuz anda tam anlamı ile içimize işledi. Kadın bir solist tarafından seslendirilen bu müziğe en az birer tane Portekiz gitarı ve viola eşlik ediyor.

Müziğin teması ağıt olduğu için genel olarak yaşanılan kötü bir durumdan bahsediliyor sözlerin içeriğinde. Geçmişte denizcilik ile bilinen Portekiz kadınlarının denize açılıp dönemeyen erkekleri, yaşanan yoksulluğu ya da günlük hayatta üzüntü veren küçük hikayeleri bulabiliyorsunuz. Dilini bilmeseniz de hikayenin hüznünü en derinden hissedeceğinize eminim.

Seyahatten döndükten sonra adan yaptığım bir araştırma sırasında Fado’nun bir çeşidinin daha olduğunu öğrendim. Bizim dinlediğimiz Lizbon Fado’sunun yanında bir de Coimbra Fado’su da varmış. Sadece erkek solist tarafından söylenen bu çeşidi Lizbon Fado’sundan daha hızlı söylenen bir versiyon olarak düşünebilirsiniz. Günümüzde UNESCO Dünya Kültürel Mirasları arasında olan bu müzik 1800’lerde çıkıp 1900’lerde dünya genelinde bilinmeye başlamıştır. 

Merak edenler için Lizbon Fado’sunda “Amália Rodrigues-Canzone per te” benim favorim parçam oldu. Dinleyenlerden yorumları bekliyorum.

İlginizi çektiyse Lizbon’un Alfama bölgesinde bu kültürle ilgili bir adet Fado Müzesi mevcut, bunu da Portekiz kültürünü daha iyi tanımak için Lizbon gezi listenize eklemeniz faydalı olacaktır.

4.6.Lizbon Katedrali

Gezimizin 5. durağı Lizbon olduğu için buraya gelene kadar türlü katedraller gezdiğimiz için bu katedralin içine girmemiştik, ama sadece Lizbon’a yönelik bir gezi planınız varsa uğrayın derim. 28 nolu tramvay önünden geçiyor, giriş ücretli 4 Euro’ydu, gitmeden yeniden kontrol edersiniz değişip değişmediğini.

4.7. 28 No’lu Tramvay

Lizbon’un meşhur sarı tramvayı ile karşınızdayım. Arşive baktığımda şehri dolaşırken sürekli karşılaştığımız bu şirinlikle resmen her gördüğümde fotoğraf çekilmeye çalışmışım. 

10 kilometrelik şehir turu için muazzam bir alternatif. Dışının sarı içinin ahşap olmasının verdiği şirinlikle, Lizbon’un bir kısmını bu minik güzellikle dolaşabilirsiniz. İyi ki yaptım dediğim aktivitelerden oldu. Sadece turistik noktalardan değil, şehrin asıl yaşam noktalarından da geçtiği için bence Lizbon’un kültürünü gözlemleyebilmek için harika bir seçenek olarak da değerlendirilebilir. 

4.8.Largo do Carmo

Kahvenizi yudumlayabileceğiniz ağaçlarla dolu minik ama şirin bu meydanı mutlaka listenize eklemelisiniz. Meydanın ortasındaki tarihi çeşme de tam bir görsel şölen. 

4.9.Sintra Kasabası

Gidemediğimiz için sonradan çok pişman olduğum şirin bir kasaba. Gidemesek de listeme eklemek istedim çünkü bence atlanmaması gereken bir noktaydı. Sintra şehirden biraz uzakta kaldığı ve bizim zaman kısıtımız olduğu için rotamıza ekleyememiştik. Gideceklere bunu da göz önünde bulundurmasını tavsiye ederim. Doğru şekilde program yaptığınızda aslında 4-5 günde hepsini görebilirsiniz. Ticaret meydanından 15E numaralı tramvay ile yaklaşık bir saatlik yolculuk sonunda sizi masallar diyarına götürecek noktaya ulaşmış olacaksınız.

4.10.Belem

Pastel de Nata

Herhangi bir yerde Belem kelimesini duyduğum anda gözümde o muhteşem tatlısının görüntüsü, burnuma kokusu, damağıma da tadı düşer.
Artık Türkiye’de de sıklıkla görmeye başladığım Pastel de Nata tatlısını yerinde yemezseniz bence çok şey kaybedersiniz. Lizbon merkezden tramvay ile çok kolay ulaşabileceğiniz Belem Pastanesi’ni rotanıza eklemelisiniz. Buraya kadar gelmeden merkezde de bu tatlıyı deneyebilirsiniz ya da Porto’da tadabilirsiniz ancak biz bu pastanede yediğimizin tadını başka hiçbir yerde alamadık. Zaten tarifi de sır gibi saklanıyormuş.

Belem’e kadar gelmişken Gotik mimari severler bir de Belem Kulesi’ne mutlaka uğramalı, bizim yaptığımız ikinci hata pastaneye kadar gelip bu kuleyi görmemek oldu. Neyse, bunlar hep bir sonraki gidiş için bahane oldu bizim için.

Belem’e Ticaret Meydanı’ndan 15E numaralı tramvay ile yaklaşık yarım saatte ulaştık.

4.11.LX Factory

Ler Devegar

Belem’e giderken uğrayabileceğiniz çok orijinal bir yerden bahsedeceğim. Öncelikle buraya Ticaret Meydanı’ndan 15E nolu tramvay ile Calvario durağında inip 2-3 dakika yürüyerek ulaşım mümkün. Bir diğer seçenek de 760 ya da 714 numaralı otobüsleri kullanıp aynı durakta inerek buraya ulaşabilirsiniz. İki ulaşım türünde de ortalama 20 dakikalık bir yolculuk sizi bekliyor.

Eski bir fabrikanın dönüştürülerek birbirinden değişik konseptte yemek yerleri, lezzetli yemekleri ve sokaklarındaki grafitileriyle dolu haline getirilmiş bu oldukça sıradışı yer size iyi ki buraya geldim dedirtecek. Burada mutlaka görülmesi gereken, her köşesi ayrı orijinal olan Ler Devegar kütüphanesini ziyaret etmeden dönmemelisiniz. -Bence buranın en güzel noktasıydı.-

Sizin için bonus bir yemek yeri bırakıyorum buraya. Lizbon’un en meşhur balıkçılarından biri olan #ramirolisboa önünde saatlerce sıra bekleme ihtimalinizin olduğunu baştan belirtmek istiyorum. Sıra beklememek için biraz daha erken saatlerde gitmekte fayda var. Rezervasyon ile çalışmıyorlar, gittiğinizde adınızı yazdırarak sıraya giriyorsunuz ve isminiz elektronik şekilde anons edildiğinde içeri alınıyorsunuz (Adınız Türkçe anons edildiğinde şaşırmayın, geniş dil seçenekleri var). Buranın yemekten önce gelip sizi doyurmak için çabalayan tereyağlı ekmeklerini asla unutamayacağım, yolunuz düşerse benim yerime de yiyin.

Yorum Yapabilirsiniz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir